Ülkemizin verimli topraklarında edindiğimiz bilgi, deneyim ve sahip olduğumuz teknoloji ile İngiltere, Almanya, İspanya, İsveç, Hollanda ve Rusya’ya ihracat gerçekleştiriyor EUREPGAP sertifikamız sayesinde üretim kalitemizden ödün vermeden, unutulan geleneksel lezzetleri yeniden üretiyoruz.
Alanlarında uzman 25 teknik eleman ve 250 kişilik kalifiye kadromuz ile tüm üretim sürecinde dünya standartlarını koruyabiliyoruz. Ekim ve Temmuz ayları arasında birinci kalite Agrobay domateslerimizi, yurt içi ve yurt dışındaki müşterilerimize de süresinde ve dalındaki tazelikte ulaştırıyoruz. Tüm mahsullerimiz hormonla değil; çiftliğimizin bombus arılarıyla tamamen doğal yöntemlerle döllenir.Aynı zamanda gelenekselden kopmadan tarım yapıyor, iyi tarım uygulamaları çerçevesinde mahsul yetiştiriyoruz. Mahsullerimizin lezzetine de kalitesine de güveniyoruz. Seralarımızda kimyasal ilaç kullanmak yerine insan sağlığını tehdit etmeyen fiziksel önlemler alarak sağlıklı ve güvenli ürünler yetiştiriyoruz.
Çünkü modern tarımı yakalamak demek, toprağı en verimli şekilde kullanmak demek. İşlediğimiz toprağın hakkını vermek, kullanılan hiçbir malzemeyi israf etmeden, son teknolojiyle tarımı optimize etmek demektir. Bu nedenle Türkiye’de tarımda modernizasyonu ne kadar destekler ve yüceltirsek, hakettiğimiz yüksek tarım değerini de o ölçüde artıracağımıza inanıyoruz.
Türkiye’de yaklaşık 320.000 dönüm sera var. Bu seraların 20.000 dönümü Agrobay gibi modern üretim yapan seralar. 300.000 dönümü ise örtü altı seracılık olarak bilinen seralardır. Modern seraların tümü, denetlenen, kontrol edilebilen ve modern tarımın gerektirdiği tüm standartları sağlayan üretimin her aşamasında teknolojiyi kullanan seralardır. Bu seralar, rüzgara, fırtınaya, yağmura, depreme dayanıklı olacak şekilde projelendirilir. Agrobay olarak, yıllar içerisinde, tarımda yaptığımız yenilikler ve yatırımlarla 600 dönüm kapalı alanda üretime ulaştık.
Agrobay Seracılık olarak biz, seralarımızda kapalı sulama yöntemini kullanıyoruz. Kapalı sulama yönteminde bitkiler, ihtiyaçları kadar su miktarını aldıktan sonra, drene olan suyu yüksek ve güçlü ultraviyole ışınlarıyla bakterilerden ve virüslerden arındırıyoruz.
Arındırdığımız suyu analize gönderiyoruz ve analizden aldığımız onay sonrası, suyu ayrı bir yerde depoluyoruz ve tekrar sulamada kullanıyoruz. Bu sayede ciddi oranda gübre tasarrufu, enerji tasarrufu ve en önemlisi su tasarrufu sağlıyoruz.
Tarım ve bilim birbirinden ayrılamaz iki önemli parça. Modern tarımda bilim, daha düşük maliyetler, yüksek verim ve yüksek rekolte olarak geri döner. Bu nedenle, bilimi seviyoruz ve tarımda modernizasyonun olmazsa olmazı bilimin gücüne inanıyoruz.
Reenjeksiyon yöntemi, kullandığımız jeotermal suyun ısıtma sonrasında toplanarak jeotermal rezervine geri gönderilmesidir. Reenjeksiyon yöntemi sayesinde, kullandığımız sıcak suyun açık alana bırakıldığında yaratabileceği çevre tahribatının önüne geçebildiğimiz gibi, su ve enerji tasarrufu sağlıyoruz, milli servetimiz olan jeotermal kaynağın zamanla suyunun azalmasını engelliyoruz, ve bu kaynağın gelecek nesillere de aktarılması sağlıyoruz.